Gitme Karanfil.. İnadına Yaşıyor Aşk ve Ölüm..
beyinsel sevişmelerin üretken kadını” diye fısıldıyor kulağıma bir dost
doğru olabilir mi..? ..imgelerin altında kalmaktan korkuyorum..
insan,
sevdiği şeylerden korkar mı..? (Devamını Oku)
beyinsel sevişmelerin üretken kadını” diye fısıldıyor kulağıma bir dost
doğru olabilir mi..? ..imgelerin altında kalmaktan korkuyorum..
insan,
sevdiği şeylerden korkar mı..? (Devamını Oku)
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye
ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya.. En az erkekler
kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın
yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir. Ama o yüreğin
değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker
batırır iğnelerini yüreğe!
İşte o zaman koca bir yumruk gelir oturur boğazına kadının.
Yutkunamaz, nefes alamaz; çünkü o koca yumruk canını çok acıtır.
Gözleri buğulanır kadının sonra. Ağlamayacağım, der içinden. Ama engel
olamaz işte. Çünkü yüreğine ulaşmıştır birileri ve iğneler saplamaktadır.. Bu acıya
ne kadar karşı koyabilir ki bir kadın. İnce ince süzülür yaşlar gözünden;
önce birkaç damla, sonra bir yağmur seli… (Devamını Oku)
Birgün yolda yürüyordum , Bir şarkı duydum … kalbim acıdı
Sustun , kayboldun yeniden ,,,
Beklettin beni yine unuttuğum sokak köşelerinde …
Yalnız bıraktın beni yağmurla …
Ağlattın yine !!!
Susuyorum,,,
Sonra en çok ben konuşuyorum. (Devamını Oku)
Duydum ki öylece bırakıp gitmişsin kendini
VAZGECMİŞSİN bütün ümitlerin güzelliğinden
yeni bir$ey aramanın ve bulmanın sevincinden
artık bitti diyorsan unuttuğun birşeyler var
Hala Mavi gökyüzü bak hala çok güzelsin
ve sakin bir rüzgarda dinleniyor dalgalar
hayatın anlamını yanlış çözmü$ gibisin
herkes sevgi bekliyor yalnızca sen değilsin
sevgini söylemekle başlar her$ey birdenbire
bir çocuğun ba$ını ok$ayarak gülümse
küçük bir pırıltıyla yolunu o göstersin
yeniden başlamak istersen bu bile sana yeter
bu sabah sevinçle uyan,
gerin pencerende
paslı bir tat gibi kalsın yalnızlığın
yeniden başlamanın keyfini duy icinde
her gece intihar edip herkese elveda, her sabah yeniden doğarak güne merhaba…
Sözün acıydı, yolun dolambaçlı..
Yedi uzun yıl geçerek
Yedi yıl dolaştın durdun..
İçimden bir his şöyle diyor:
Ayrıl arkadaşlarından istasyonda
Sabahleyin git kente
İliklenmiş ceketinle
Bir dam ara
Ve bir arkadaşın çalarsa kapını
Aç! Haaa.. Açma.. (Devamını Oku)
“ gündüzlere sığdıramam
aşığım gecelerde.. “
[audio:http://www.ucundan.net/eylembuse.mp3]
Ada
Bir kıyıdan baktım dünyaya
Ellerimde tuz avucumda sedef
Bir mavilik bir açıklık
Özgürlük hasreti
Yüreğime vuruyor
Nerede nerede insanlar
Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey (Devamını Oku)
Sana mucizeler vaadedemem ama, mucize aratmayacak kadar çok sevebilirim seni…
Bir sevda masalı bu… Yazmaya henüz başlamadım… İnsan yaşarken yazamıyor bazı şeyleri, aynı kelimelerin arasında gidip geliyor…. Ne zaman yazmaya kalksam hep aynı cümleler… Onun için, yazmaya başlamadım daha…Ama bu bir masal… Bu bir sevda… Ben seni sevdiğimde, aklım hür bir çocuktu… Ne istersem yapabileceğimi, ol dersem olabileceğini, dünyanın ekseninde ömrümü geçireceğimi sanıyordum… Ben seni sevdiğimde en çok kendimi seviyordum…Şimdiyse, seni… Sana dair ilk cümlem -korkuyorum senden- di… O anki gülüşün hala aklımda… Anlayamayan, hoşuna gitmiş, kafası karışmış bir gülüş… -masalları sever misin?- demiştin bana, sonra da küçük kızının masal kitabından bir masal okumaya başlamıştın… Ben de bu sevda masalını yaşamaya… Masalları severdim, evet… Ama bunu sana söyleyemedim. Korkuyordum senden… Şimdiyse, seni kaybetmekten… Konuşamıyordum, anlatamıyordum, dinleyemiyordum, dizginleyemiyordum duygularımı, içimde deli bir nehir gibi çağlayan aşkı tutamıyordum… Yapamadığım çok şey vardı… Ama sevdim seni… Sana mucizeler vaadetmedim… Ama sen, mucizenin ta kendisiydin… Ben de seni mucize aratmayacak kadar sevdim… “Sana Mucizeler Vaadedemem… Ama mucize aratmayacak kadar sevebilirim seni…” Bir mucize arar gibiydin seni tanıdığımda… Gözlerin nereye baksa aynı soruları soruyordu bana… “Gerçekten aşk var mı?” “Gerçekten mavi sevebilir mi insan?” “Gerçekten bir MaSaL yazılabilir mi bir yaşamdan”… Öyle çok kırılmıştın ki, korkuyordun… Bense hiç kırılmamıştım daha ve sana yenilmekten korkuyordum… Senin korkularının üzerine giderken kendi korkumun içine düştüm… Yenildim sana… Hayatım boyunca, yapmaktan korktuğum tek şeyi yaptım ve aşık oldum sana… Ama hiç pişman olmadım sonrasında…. Gerçekten aşk vardı…Gerçekten mavi sevilebiliyordu…Gerçekten bir MaSaL yazılabiliyordu bir hayattan… Ve ben sana, Mavi bir MaSaL yazdım…İnanıp inanmayacağını düşünmeden masallara… Masalımı maviyle donattım. Bunlar mucize değildi, hayır…Sana mucize vaadetmedim…Ama seni mucize aratmayacak kadar çok sevdim… Korkularını silerken senin, esiri oldum mavinin “Sana mucize vaadetmiyorum; ama mucize aratmayacak kadar seviyorum seni…” Sana dair anlatılacak o kadar çok şey var ki aslında… Dedim ya, yaşarken anlatamıyor insan… Ne zaman yazmaya kalksam,içimden geçen cümleler hep aynı yerde takılıp kalıyor… “Seni çok sevdim ben”…. Bundan bir adım öteye geçemedim yıllardır… Yıllardır ne zaman seni yazmak istesem, kelimelerim düğümlendi… Artık senli zamanlarıma “yıllardır” diyebilmenin mutluluğu da eklendi senli mutluluklarıma… Seni tanıdığım için, seni sevdiğim için, benim olduğun için mutluydum zaten… Ve artık sana “Seni çok sevdim” derken, çok geniş bir zamanı anlatıyor geçmiş zamanım… Ve şimdiki zamanım da çok büyük bir sevdayı… Bir sevda masalı bu… Ama yazmaya henüz başlamadım… Yazıldığında göreceksin, ne çok sevildin…Yazıldığında göreceksin… “Ben seni çok sevdim”…