Artık sana baktıkça, görmek istediğim gözlerin benimle olan alakasını kesmiş durumda… Başka şeylerle ilgileniyorsun… Mesela, sağ elindeki kalemle beni çizerken, sol elinde tuttuğun silginin yavaş yavaş beni sildiği gibi… Düşünmem gereken onca şeylerin arasından seni seçmem bir tesadüf olmasa gerek, ki seni sevmemde buna dahil.. Oysa, duymaya çok heveslendiğim bir çift cümleydi ‘seni seviyorum’… Bir dilim çikolatanın dudaklarıma bulaşması gibi birşeydi bunu duymak…’Senden’… Belki şair değilim ama onca cümlenin altında senden bahsetmek bile bana kendimi bir nebzede olsa şair hissettirmişti.. Nedenini bilmediğim halde aynı soruyu sorup duruyorum kendime, ki seni saatler öncesinde bir çift göze anlatmış olmam garipsenebilir… Seni tanıdığımdan beri, kelimelerimin aşkla süslenmiş olması güzel olsa gerek, farkındayım aslında bunun.. İçinde sen geçen herşey ömrüme yeni bir tat katıyordu ama ben senin için böylemiydim… Seni seviyorum derken, dudaklarına çikolata bulaşmışmıydı hiç ya da aynaya baktığında kendini gülerken yakalıyormuydun? … Üç nokta bırakıyorum cümlelerimin ardından, gün ağardığında devam etmeyi düşünerek… Ya mutlu gelir sonu, ya da sol elindeki silgi beni tamamen silmiş olur… ‘Gri’
Özgür Havuz