Biten aşka dair.
Yaşadığın herşey yanına kar kalır, geride bıraktıkların güzel anılardan başka birşey olmamalı.. geçmişine bakıp geçmişine bakıp ona göz yaşı akıtmak seni bir adım ileriye götürmez, götüremez. İnsan geçmişinden kurtulamadığı sürekli bir hüzne bürünürsün. Tamam hüzün yeri geldiğinde güzel ama süreklileştiği zaman seni esir alır ve ondan kurtulamazsın. Kurtulamayınca, sürekli isyankar halde olmaya mahkum kalıyorsun..Bugün kankam bana şöyle yazıyordu msn’den. Kanka aramızda kalsında bugün 10-15 dakika ağladım. Aklı sıra göz yaşlarını saklıyor erkeğiz ya! 🙂 Peki niye kanka dedim, biliyorsun ya diyor.. Tamam biliyorumda, sen onun için göz yaşı akıtırken, onun aklına geliyormusun diye düşünüp hayatın gerçekleriyle karşı karşıya gelmelisin kanka dedim.. Tamam göz yaşını akıtarak içindekileri dışarı akıtmak istemişsindir, rahatlamışsındır ama bunu sürekli bir hale getirme dedim. Aşk denilen şeye kendini esir etme. Büyülü birşey, kapılınca seni senden alıyor ve sen olmaktan çıkıyorsun. Ona göre yaşıyorsun artık bazı şeyleri dedim. Benimle konuşunca, görüşünce rahatlıyorda aklına gelince, yeni bir aşkı düşleyince tekrar hüzne boğuluyor..Gerçekci olmak lazım, mantıkcı olmak gerek. Kimse kimse için vazgeçilmez olmamalı , olamazda! Daha gençken, hayatımızın baharındayken kendimizi başkaları için acı çeken bir insan moduna sokmamız lazım.
Yazıya sorular gelecektir şu şekilde,”eğer bunları yaparsak, yaşadıklarımızın ne anlamı kalır” diye.
Peşin peşin cevaplıyayım, “eğer bunları yapmazsan, benim hissettiklerimi, benim yazdıklarımı çok geçmeden sende yazmak zorunda kalacaksın” 🙂