“yarından sonra”
Şimdi yaşamalıyım seni
Yarından sonra çok geç
Erteleme, iteleme, öteleme beni
Şimdi tutmalıyım ellerini
Neden diye sorma
Anlaman için çok geç
Hayat pulları kırmadan
Ve içimden, sürekli, durmadan
Şimdi söylemeliyim sevdiğimi
Yarından sonra çok geç
İnsanoğlu ne tuhaf bak
Kimi yarın için yaşar…
Yelkovanla yarışan,
Sinsi bir akrep gibi…
Kimi pişman bugünden
Kalbi geçmişe saplı,
Kanadı paslı çelikten,
Köhne bir bıçak gibi…
Beklemekse ihanet
Hem zamana ihanet
Hem de kalbe ihanet
Giden gider gelmezse
İşte budur felaket
İşte budur kıyamet
Dile gelmemiş her aşk çünkü
Kalbinde hiç çizilmemiş
İkiz bir kenar bırakır
Oysa iki ismi var sevdanın
Biri senin adınsa
Diğeri benim adım
Yarından sonra çok geç
Ya söyledin, söyledin
Ya yakaladın, yakaladın
Yiğit Güralp
çok güzel bir şiir.
Sen kadar
En az ben kadar bitmiş herşey
Bulutların altında kent uçuruma gömülmüş
Kaldırımlarda yorgun insanlar
Kuru şamatalar
Kıyılarda güz esintileri
Üstüme katar katar yalnızlık yağmakta
Giderken yüreğimde bezgin yolcular
Yetişemiyorum ne denli koşsam
Ağlasam çocukça
Sussam yine ağlasam
Ağlasam ağlasam hiç susmasam çocukça
Hasretle beklemeyi öğrenirken
Takılı kalmışım acıların gergefine
Aramayın beni yürek atışlarında
Sevgisiz duygusuz
Sağır ve dilsiz yürek atışlarında sormayın
Vurmayın iki de bir
Olanca ağırlığıyla nasıl eğilirse söğüt rüzgarın önünden
Birden bire nasıl kırılırsa o koca dallar
Kök gövdesinden
Gül gölgesinden ayrılır gibi
Aldım sesimi
Yüzümü aldım da gittim
Şimdi yaprak döken mevsimlerde yürüyorum
…
Turhan Toy – Susuyorum – Nurguzel susuyorum, turhan,
Kentin kuytu dipleriydi, gözyaşımla ıslanan
Hasret tırnaklarını geçirmişti beynime
Yanıyordu benliğim, sessiz, puslu gecede
Çaresiz sayfalarda, heceler ürkek, titrek
Aşk urganı boynumda ve şimdi
Susuyorum
Son nefes menzilimde, ahirimin evveli
Gözlerinde cenneti gezdiğim, ab-ı hayat
Sözleri biriktirip, harcadığım yüreğim
Kırılmış satırlara yağmurunu dökerken
Gecenin arkasında, şakağıma son feryat
Balyoz gibi iniyor ve şimdi
Susuyorum
Gül kokusu seherde, yalnızlık geniz yakar
Dokunduğun yapraklar, ruhsatsız ve fedakâr
Gölgesi lal olmanın düşlerini titretir
Yine çaresizlikle asarsın sözü gize
Gözyaşında boğulur alev almış her dize
Bekleyip bakıyorum karanlığın koynunda
Hasbıhalim fezada ve şimdi
Susuyorum….
benim için en önmeli ve asıl olan sevdama….Başka hayatlar da yaşansa sevdası başkalarında da olsa gerçek sevenlere olsun bu şiirim..kim okur bilinmez ama umarım bir gün güzel bir yorumdur densin..oluruz ya da olmayız… (Gerçek sevgi sevdiğinin mutlu olmasını isteyendir.. ben bunu istedim).
şiirim derken alıntı ..ilham perisi derler ya.. bize o periler uğramıyor… sadece yetenek…beceremiyoruz. işte…o esintiyi..yazan yazar biz ahh çekip onaylarız ve kopya çekeriz….
ağzına kadar doldurdum tümünü
boşalmış kadehlerin
tüm boyaları çaldım ressamlardan
tablolar renksiz
renkler sessiz
sesler kimsesiz
ıskalanırsa diye bir kez daha sevdanın penceresi
kilitler vuruldu her söze
ve sadece seyirde gözler seni
heceler saklandı artık içime
tatmışken yasak meyvelerin lezzetini hayaller
ortasından yandı
dile düşen düşler
gör bak
ruhunu şeytana satan adamın gözlerinde
söndü ümit
uykuya düşmeyen gecelerde
yankılandı intihar söylemleri
mahkumiyet öncesi sıkıntıda patladı
kabusların çığlığı
yalansız dileklerin sabırsız bekleyişlerinde süren her an
bir balık öldü okyanuslarda
belli! kıraç bir toprağın çağrısı geliyor
ötelerde….
ben bu şiire takılı kaldım… uykunun firari olduğu bu saate sana gelmek istedim.. ve haykırdım..
hiç kimse yazmasa da ben yazacağım…sayın admin yazdığın sürece yazacağım…çünki: Bura yı her yerden çok seviyorum.. sessiz sakin sanki sadece ben okuyorum…Ben den başka okuyan varsa yazssın.
Sende olmasan giren yok siteye 🙂
ben sitenizi yeni kaşfettim ve her fırsatta giriyorum ,
güzel yazıyosunuz emeginize saglık
Merhaba, şiirin yazarı Yiğit Güralp. Ben sadece sizlerle paylaştım =)
:D:D